Tansiyon ve Tansiyon Düşürücü Bitkiler

Kişilerde kilo ne kadar fazlaysa tansiyonda o kadar artmaktadır. Doktorların hastaları üzerinde yapmış oldukları araştırmalara göre, kilodaki her yüzde 10’luk artış, tansiyonu 7mmHg artırmaktadır.
Tansiyon (kan basıncı) kalbin her atışta vücuda pompaladığı kanın damar duvarlarına uyguladığı basınçtır. Kalbin kasılmasıyla (atım ya da pompa hareketiyle) oluşan basıncın doruk noktasında ölçülen sistolik basınç büyük tansiyondur. En düşük noktada ölçülen değer diyastolik basınç, yani küçük tansiyon denir.
Tedavi:
Sorunlu hastaların yüzde sekseninden fazlasında yüksek tansiyon sınırı ile orta derecede arasında olduğundan, olguların çoğu beslenmeye veya yaşam tarzındaki değişikliklerle denetim altına alınabilir. Nitekim teke tek karşılaştırmalarda birçok ilaçsız tedavinin (diyet, egzersiz, dinlenme vb) sınırda veya hafif yüksek tansiyon olgularında çoğu zaman ilaçla tedaviden daha üstün olduğu görülmüştür.

İlaçlara karşı bir diğer darbe ilaçların yararlarından daha çok zarar getirebileceği yönünde giderek artan kanıtlardır. Bazı kişilerde bu ilaçlar kalp krizine neden olabilir. Pek çok iyi tasarlanmış uzun süreli klinik araştırmalarda, tansiyon düşürücü ilaçlar (tipik olarak idrar söktürücüler veya beta blokörler ) kullanılan kişilerde kalp hastalığı artması da dahil gereksiz yan etkiler (yorgunluk, baş ağrısı ve iktidarsızlık) görülmüştür.
Kilo Arttıkça, Tansiyon Hastalığı Riski Artar.
Gerçekten de kişilerde kilo ne kadar fazlaysa tansiyon da o kadar artmaktadır. Doktorların hastaları üzerinde yapmış oldukları araştırmalara göre, kilodaki her yüzde 10’luk artış, tansiyon 7mmHg artırmaktadır. JNC dediğimiz örgütün 1993’te yaptığı çalışmalara göre, balıketli veya toplu, ya da şişman denilen kişilerdeki risk, normal kilolu olanların 2 ila 6katı daha fazladır. NIH denilen örgütün 1998 yılında yaptığı çalışmada ise, normal kilolu erkek ve kadınlarla, şişman erkek ve kadınlardaki yüksek tansiyonlular karşılaştırılmıştır ve şişmanlarda daha çok tansiyon hastalığı olduğu görülmüştür.
Sağlık sorunlarının başında yüksek tansiyon gelir. Düzelen bir rahatsızlık olmadığı için insanlar tansiyon ilaçlarını sürekli, aksatmadan kullanmalı, nereye gitse yanında taşımak zorundadır. Bunun başka çaresi yok. İnsanlar rahatsızlığı ile barışık olmalı ve düzenli ilaç kullanmalıdır. Hep ilaç hep ilaç. Başka çaresi yok mudur bunun. Tabiki alternatif tıp. Şifalı bitkilerle tansiyonumuzu düşürebiliriz. İşte sizlere tansiyon düşüren şifalı bitkiler.
Tansiyon Düşürücü Bitkiler
Sarımsak
Kan pıhtılaşmasını azaltır. Bazı mide kanserlerini önlediği ve bağışıklık sistemi güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Sarımsak, zeytinyağlı soğuk yemeklerin içinde doğal haliyle alınabilir, böylece koku etkisi en aza iner ve damak tadınızı rahatsız etmeden onu almış olursunuz. Tansiyon ve kolesterol düşürücü etkisi kesindir. Ayrıca çok iyi bir antioksidan ve antiseptiktir. Yine de doğrudan ve özel olarak sarımsak almak istiyorsanız, sarımsağı bir cezve içinde sütle kaynatın, daha sonra sütünü dökün, öyle yiyin.
Alıç Çiçeği
Eğer güçlü bir kalp ilacı kullanamaya karar verdiyseniz öncelikle doktorunuza danışın, 250 ml. kaynar suya bir çay kaşığı kuru alıç karıştırarak etkili bir çay yapabilirsiniz.
Safran
Bu pahallı bitki crocetin adı verilen tansiyon düşürücü bir bileşik içerir. İspanya’da kalp hastalarının düşük oranlarda olmasının sebebi, bu ülkedeki safran tüketimi çokluğuna bağlanmıştır. Safranı yemeklerinize katabilir veya çay şeklinde alabilirsiniz.
Semizotu
Magnezyum eksikliği yüksek tansiyona neden olur. Çok sayıda insanda bu hayati mineral eksiktir ve onların maalesef bundan haberi yoktur. Bu yönden baktığımızda semizotu, haşhaş tohumu, çalı fasulyesi zengin magnezyum kaynağıdır. Günlük alınması gereken miktar 400mg dır.
Brokoli
Bu sebze de en azından altı değişik tansiyon düşürücü bileşik içerir.
Havuç
Havuçta sekiz farklı tansiyon düşürücü etkiye sahiptir.
Kereviz
Kereviz, Çin’de asırlardır geleneksel olarak tansiyon düşürücü ilaç olarak kabul görmektedir. Ve yapılan araştırmalarda elde edilen sonuçlar da bunu desteklemektedir. Bir parça kereviz sapı yenildiğinde, etsini rahtlıkla görmek mümkündür. Ayrıca kereviz idrar sökücü olarak da etki gösterir. Bundan dolayı tansiyon düşürücü etkiye sahiptir. Kereviz tohumu prostat için kullanılır.
Muz
Yüksek miktarda karbonhidrat içerir. Zengin bir potasyum kaynağıdır. Bu mineral, kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlar.
Rezene
İçerdiği potasyum sayesinde tansiyonu düzenler. Sağlıklı kan hücreleri için gerekli olan folik asidi bol miktarda bulundurur. Rezene çayı sindirim için iyidir.
Soğan
Çok eski çağlardan beri bilinen bir besindir. Anayurdunun Güneydoğu Asya olduğu sanılmaktadır. Besin olarak bitkinin yeşil yaprakları ve kök yumrusu kullanılır. 1. yılda kök kısmında kuru soğan olarak bilinen bir yumru oluşur. 2. yılın sonun da ise, ortada yükselen bir gövdenin üstünde, üzerinde çiçekler olan topuz şeklinde bir baş verir. Soğan tohumlarından önce arpacık soğanı denilen küçük soğanlar üretilir. Soğanın bileşiminde uçucu ve sabit yağlar, sakaroz, glikoz ve früktoz gibi şekerler, fermentler, aminoasitler, demir, A, B ve bol miktarda C vitamini (portakal ve limondan fazla C vitamini içerir) bulunur. Uçucu yağının içinde bulunan propil anilin maddesi kükürtlü bir bileşiktir, gözleri yakar ve yaşartır. Soğan, virüsler ve mikroplara karşı etkili doğal bir antibiyotiktir. Damar sertliğine ve koroner kalp hastalıklarına iyi geldiği öne sürülmektedir. İdrar söktürücü olarak böbrek kumu taşarlın dökülmesine yardımcı olur. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için soğuk algınlığı ve grip için yararlıdır. Afrodizyak (cinsel gücü arttırıcı) özelliği vardır, fiziksel yorgunluğu giderir. Balgam söktürücü olduğundan bronşit gibi akciğer hastalıklarındaki öksürüğe iyi gelir. Böcek ve arı sokmalarına karşı, soğan özsuyu dıştan uygulanır. Pişirilerek çıbanların üzerine konursa, çıbanın olgunlaşıp, cerahatin boşalmasını sağlar. Yara iyileşmesini hızlandırır. Soğanın çiğ olanı daha şifalıdır, ancak pişmiş soğanda yararlıdır. Soğanın kötü yanı, mideyi tahriş edici olması ve kötü kokusudur. Mide problemi olanlar çiğ soğan yememelidir. Soğan yedikten sonra kereviz veya sedefotu yenirse, kötü kokusu gider.